Kanseri sevdiklerinin desteğiyle yenerek ikinci baharına “merhaba” dedi

Meme kanseri teşhisi konulmasının akabinde kuvvetli bir tedavi süreci geçiren 54 yaşındaki Esin Çetin, sevdiklerinin takviyesiyle hastalığı yenerek ikinci hayatına “merhaba” dedi.

İstanbul’da yaşayan Çetin, geçen yıl fark ettiği kitle sonrası başvurduğu hastanede göğüs kanseri tanısı aldı.

Teşhis sonrası uygulanan 16 kür kemoterapi, ışın tedavisi ve cerrahi müdahaleyle tedavi sürecini tamamlayan Çetin, ailesi ve etrafının dayanağıyla sıhhatine kavuşarak hastalığı yendi.

Tedavi sürecinde yaşadığı fizikî değişimler ve aldığı ruhsal dayanakların hayata karşı bakış açısını da değiştirdiği Çetin, kanser sonrası süreci “sağlığın ve hayatın değerini yine keşfettiği bir dönem” olarak tanımlıyor.

Hastalığın akabinde hayatındaki öncelikleri de değişen Çetin, artık vaktin büyük kısmını, etrafındaki bireylerin hususa ait farkındalığını artırmaya çaba ederek geçiriyor.

“Kıyamadıklarımın en başında saçlarım geliyordu”

AA muhabirinin Kanser Haftası hasebiyle sorularını yanıtlayan Çetin, geçen yıl nisanda kanser tanısı aldığını belirterek, fark ettiği kitle sonrası başlayan tedavi sürecinde yaşadıklarını anlattı.

Çetin, “O karanlık seyahate onunla başladım. Elime bir kitlenin gelmesiyle bütün dünyam değişti. Bu karanlık yolda, tabibim Abdullah Sakin’in sayesinde 16 kemoterapi gördüm, güzelleştim.” dedi.

Başlarda, kemoterapi sürecinden tasa duyduğunu ve iyileşemeyeceğini düşündüğünü belirten Çetin, hislerini şu tabirlerle lisana getirdi:

“Elimdeki her şey güya bir bir kayıyordu, bütün bedellerim yok olup gidiyor sandım. Ancak bu süreç, o kadar hoş ilerledi ki sandığım üzere çıkmadı. Kıyamadıklarımın en başında saçlarım geliyordu, onlar gitti. Saçlarımın kıymetsiz olduğunu anladım. Bilhassa biz bayanların en çok kıymet verdiği şeyler saçlarıdır fakat artık en değersizin saçlar olduğuna eminim.”

Çetin, sürecin başında evvel endişelerinin olduğunu aktararak, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Başta atlatılamayacak bir şey olduğunu düşünüyordum zira kanseri hiç tanımıyordum. Ondan sonra toplamda 16 kemoterapi aldım. Teknoloji artık o kadar gelişti ki kanser yenilebilir bir hastalık. Üçüncü, dördüncü evrede bile hiçbir formda hayattan umutlarını kimse kesmesin. Mayıs 2024’te birinci kemoterapimi aldım, 5 haftalık ışın tedavisi ve ameliyat sonucunda şu anda saçlarım tekrar çıktı. Eskisinden daha hoş saçlarım çıktı, moralim çok güzel. Kanser olduğunuzu duyduğunuzda, hiçbir formda moralinizi bozmayın. Nitekim bildiğiniz doktorlara kendinizi teslim edin. Tedavisi olmayan bir hastalık değil, herkes bunu yenebilir.”

Çetin, tedavi sürecinde en büyük motivasyon kaynağının eşi, oğulları ve gelinleri olduğunu belirterek, evcil köpeği Çiko’nun da kıymetli bir takviye olduğunu söyledi.

“Arkadaşlarım ve etrafımda beni sevenler, sarıp sarmaladı. Daima elimden tuttular. O denli bir çember oluşturdular ki üzülmeme hiçbir formda fırsat vermediler.” diyen Çetin, hislerini, “Bana o kadar büyük dayanaklar geldi ki etrafımdan, ailemden, ağabeylerimden, yengelerimden, yeğenlerimden, arkadaşlarımdan, herkesten. Bu evrede esasen en çok sevgiye gereksinim duyuyor insan.” tabirleriyle anlattı.

“Kanser, bana kendimi sevmeyi öğretti”

Hastalık sürecinde hayata bakışının değiştiğini kaydeden Çetin, insanın en değerli kıymetinin, kendi iç dünyası olduğunu söyledi.

Çetin, önceliklerinin de değiştiğini vurgulayarak, “Daha evvelce benim için karşı taraf daha değerliydi ancak artık kendim daha kıymetliyim, kendimi daha çok seviyorum. Yani bedenimin her organı benim için çok bedelli. Evvelce ben bunları bu kadar bilmezdim. Bu kanser hastalığı bana kendimi sevmemi öğretti, benim ne kadar pahalı olduğumu öğretti.” tabirlerini kullandı.

Tedavi gören insanların kendilerini sevmelerini, umutlarını hiçbir vakit kaybetmemelerini lisana getiren Çetin, “Ben de birinci başlarda, hiçbir şey olmayacak dedim. Kanser dendi mi artık dönüş yok sanılıyor? Hayır, dönüşü var, umut. Hiçbir vakit umutlarını kaybetmemelerini istiyorum. Daima umutlarıyla iç içe olsunlar. Şifa dilemekten vazgeçmesinler.” dedi.

“İyileşme için en değerli şey erken teşhis”

Çetin’in tedavisini gerçekleştiren Medipol Bahçelievler Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Abdullah Sakin de Çetin’in hastaneye lokal ileri evrede başvurduğunu ve koltuk altı lenf nodlarında tümör tespit edildiğini söyledi.

Doç. Dr. Sakin, Çetin’in tedavisinin başarılı formda sonuçlandığını anlatarak, “Lenf nodları, tümörü büsbütün kayboldu. Hastamız başarılı bir ameliyat sonrası düzgünleşti. Nizamlı takiplerimize devam ediyoruz.” dedi.

Sakin, hastalarının kanser olduğunu duyduğu vakit başlangıçta kabullenmekte zorlandıklarını belirterek, “İnkar evresi oluyor, ondan sonra bunu yenememe ve vefat korkusu genelde oluyor. Tedavi süreci başladığında doğal ki yan tesirlerle başa çıkma ve bunlarla ilgili sorunlar oluyor. Hastalarımıza, hastalığı artık kabullenmesi gerektiğini söylüyoruz ve kanserin, yenilebilir bir hastalık olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Doç. Dr. Sakin, Dünya Sağlık Örgütünün “gelecek yıllarda kanser hastalarıyla çok daha sık karşılaşılacağı” öngörüsünün olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“‘Kanser pandemisi’ üzere bir tabir var, daha da artacak üzere görünüyor. Bilhassa göğüs, prostat, kolon, akciğer ve cilt kanseri üzere kanserler sık görülen kanserler. Vatandaşların bu tarama programlarına kesinlikle katılmaları gerekiyor. Bu bize ne sağlar? Erken teşhis. Düzgünleşme için en değerli şey, erken teşhistir. Ferdî olarak yapılacak şeyler var. Sağlıklı beslenme, antrenman yapma, sigara ve alkolden uzak durma üzere… Bir de bu işin genetik risk faktörü var. Yani genetik yükü yüksek olan, yani ailesinde ağır kanser yükü olan bireylerin biraz daha sık takip etmeleri ve taramalara daha erken katılmaları gerekiyor.”