İstanbul’u terk edip çocukluk hayali olan işini kurdu, şimdi siparişlere yetişemiyor

İstanbul‘u terk edip çocukluk hayali olan işini kurdu, artık siparişlere yetişemiyor

Hem hayalini gerçekleştirdi hem de bayanların istihdamına katkı sağlıyor

KASTAMONU – İstanbul’daki işiden istifa edip Kastamonu’nun Tosya ilçesine yerleşen bayan girşimci, doğal bitkilerden ürettiği eserleri Türkiye’nin dört bir yanına gönderiyor. Bayan teşebbüsçü, kırsal kesimde yaşayan bayanların ormanlık alandan topladıkları bitkileri de satın alarak istihdama katkı sağlıyor.

İstanbul’un güçlü iş hayatından ve ağır iş temposundan bıkan 38 yaşındaki Zeynep Erkaragülle, küçüklük hayalini gerçekleştirmeye karar verdi. 2014 yılında İstanbul’daki işinden istifa eden p Erkaragülle, Aydın, İzmir ve Muğla’da tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği üzerine eğitimler aldı. Bu müddet içerisinde doğal eserler yetiştiren fabrikalarda da çalışan Zeynep Erkaragülle, 2019 yılında memleketi Kastamonu’nun Tosya ilçesine yerleşti. Tosya ilçesinde birinci olarak 14 dönüm büyüklüğünde bir tarla kiralayan Zeynep Erkaragülle, tıbbi aromatik bitkilerden lavanta, altın otu, sarı kantaron, kekik ve aronya üzere bitkiler ekti. Ektiği bitkilerden doğal eserlerde yapmaya başlayan Zeynep Erkaragülle, ilçede bir dükkan açtı, birebir vakitte internet sitesi kurarak yaptığı eserleri pazarlamaya başladı. Vakitle ürettiği doğal eserlerin beğenilmesi ve talep görmesi sonrasında işini büyüten Zeynep Erkaragülle, imalathanede kurdu. Tıbbi aromatik bitkilerden doğal eserler yapan Zeynep Erkaragülle, Türkiye’nin dört bir tarafından sipariş almaya başladı. Erkaragülle, kırsal kısımdan yaşayan bayanların topladığı eserleri satın alarak istihdama katkı sağlıyor.

“Birçok bitkinin bitki yağını ve hidrozolünü elde ettik, isminden bunların satışını gerçekleştirmeye başladım”

Küçüklükten beri hayvanlara ve bitkilere ilgi duyduğunu tabir eden Erkaragülle, “İstanbul’da lise ve üniversite eğitimimi tamamladıktan sonra iş hayatına atıldım. Uzunca bir müddette iş hayatında yer aldım. İstanbul’un o kalabalık, karmaşık, ağır olan iş hayatından daima kaçmaya, gitmeye yönelik planlar yapıyordum. Biraz daha sakin, tabiat ile iç içe yaşayabileceğim bir yere gitmek istiyordum. En sonunda 2014 yılında işimden istifa ederek İstanbul’dan taşınmaya karar verdim. İstanbul’dan ayrıldıktan sonra, İzmir’de, Aydın’da ve Muğla’da 7 yıl kadar bir vakit geçirdim, orada çalıştım. Tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği ile alakalı oldukça bir deneyim edindim. Çoklukla sabun üretimi, doğal kozmetik üretimi, yağ üretimi, hidrozol üretimi üzerine çalıştım ve bunların üretildiği yerlerde bulundum. Direkt kaynağından, bitkinin toplandığı yerden, üretildiği yere giderek kendim üretim yaparak buralarda ekseriyetle deneyim edindim. 2019 yılında da Muğla’dan kendi cet toprağım olan Tosya’ya taşındım. Tosya’ya taşındıktan sonra edindiğim bilgiler, deneyimleri burada uygulamak için arazi bakmaya başladım. Tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği yapmak ismine bir arazi bulduktan sonra lavanta dikimi gerçekleştirdim. Lavantadan sonra da biberiye, adaçayı, kekik, nane, birebir sefa, aronya üzere öbür bitkilerde diktim, yetiştirmeye başladım. Olağan bu bitki yetiştiriciliği sonrasında elimizde oluşan eserler ve bu eserlerin işlenmesi, işlenmesi ile alakalı ham husus vardı elimizde, bununla alakalı çalışmalara başladım. Bilhassa bir distilasyon ünitesi oluşturduktan sonra esasen birçok bitkinin bitki yağını ve hidrozolünü elde etmeye başladık. Uçucu bitki yağları elde ettik. Akabinde bunların satışını gerçekleştirmeye başladım. İnternet üzerinden bir işletme kurdum. Etrafımda de talep artınca dükkan açtım. Bitki, sabit bitki yağları, uçucu bitki yağları ve hidrozoller, sirkeler sabunlar e birtakım kremlerin imalini imalathanemizde yapıyoruz. Birtakım ufak tefek karışımları da buradaki tezgahımızda yapıyoruz” dedi.

“Hem eseri hem emeği kıymetlendirmiş oluyoruz”

Doğal üretilen eserlere yönelik insanların ağır talebinin olduğunu söyleyen Zeynep Erkaragülle, “İnsanların arayışı var. Zira piyasanın içerisinde inanılmaz çok düzmece eser var. Doğallıktan çıkartılmış eserler var. Hem sabit yağlar hem uçucu yağlar konusunda çok fazla esanslı eser var yahut içerisinde süreç yapılmış eser var. Beşerler bir şeyin doğallığının peşine düşüyor, doğalını arıyor, doğalığını talep ediyor. Bu alanda hizmet vermek çok hoş bir şey. Talebi karşılayabilmek de çok hoş bir şey. İnsanların çok ilgisi olduğunu görüyorum. Ben bu kadar beklemiyordum aslında fakat hakikaten bir şeyin doğal ve tazesini beşerler arıyorlar, bunu fark ettim. Bizim için kıymetli olan eserin saflığı, doğallığı, hiçbir biçimde süreç görmemiş olması. Eserlerimizi çok büyük tonajlı üreticilerden değil, ufak üreticilerden alarak elde ediyoruz. Dağ sumağı, dağ iğdesi, dağdan toplanmış mecnun nar üzere eserleri de kıymetlendirmiş oluyoruz. Mesela nar ekşisi yapmak için yahut yemeklerde kullanılan sumak elde etmek için yahut kimi bitki çaylarımız için, karahindiba, ısırgan, karaçalı pulu üzere bitkiler de tabiattan toplanıyor. Bize bunları toplayıp getiriyorlar. Biz bunları onlardan satın alıyoruz. O eserleri kıymetlendirmiş oluyoruz. Hem eseri hem emeği kıymetlendirmiş oluyoruz. Tıpkı vakitte bu türlü bir istihdam yolu da açmış oluyoruz” diye konuştu.

“Türkiye’nin dört bir tarafına farklı farklı kentlere eserlerimizi gönderiyoruz”

İlgiden mutlu olduğunu belirten Zeynep Erkaragülle, “Sabahtan akşama kadar bize ileti geliyor. O iletilere daima dönüş yapıyorum, sipariş alıyoruz. Ondan sonra o siparişleri Türkiye’nin dört bir tarafına çok farklı farklı kentlere eserlerimizi gönderiyoruz. Birçok farklı iş tecrübesi, iş deneyiminden sonra farklı işlerde çalıştıktan sonra gençlik yıllarımda başlayan, hayalini kurmaya başladığım bu işi kendim memleketimde kendi cet toprağımla yapıyor olmak beni çok keyifli ediyor. Birebir vakitte bu alana olan talebi görmek, ilgiyi görmek de beni ayrıyeten şad ediyor ve bu alanda hizmet vermekten çok mutluyum” formunda konuştu.

“Zeynep ablanın sayesinde doğal eser kullanıyorum”

Daha evvel doğal eser kullanmadığından bahseden Candan Nesibe Demirel ise, “Ben, buraya girmeden evvel aslında tam olarak bu eserleri kullanmıyordum. Kullananlara hayran kalıyordum lakin sonrasında Zeynep abla ile daha yakından tanıştık ve artık de yanında çalışmaya başladım. Gördüm ki doğal eserler kullanmak daha hoş. Kendimi daha uygun ve daha enerjik hissettiriyor. Zeynep abla bana bu mevzuda yardımcı oldu ve şu anda da daima kullanmak istiyordum ancak kullanamıyordum, artık kullanıyorum” ifadelerini kullandı.