Antalya’da Jeotermal Biyomineral Ürünü Tarımda Çığır Açıyor

Antalya’da, toprak sıhhatini güzelleştirme, su tutma kapasitesini artırma ve bitki besin unsurlarının erişilebilirliğini sağlamak için 8 yıl süren AR-GE çalışmaları sonucunda jeotermal biyomineralin gübreye alternatif eser olarak geliştirildi.

Küresel iklim değişikliğinin ve kuraklığın tarıma tesirlerinin azaltılması maksadıyla Antalya’da bir tarım firması, yerli kaynaklarla sürdürülebilir tahlil üretmek için 8 yıl evvel çalışma başlattı.

Organik kökenli silisyum, kalsiyum, kükürt, magnezyum, demir ve alginik asit içeriği bakımından güçlü minerallerden oluşan jeotermal biyomineralin esere dönüştürülmesi için denemeler gerçekleştirildi.

Tarım topraklarında bilhassa kurak ve çorak yerlerdeki toprakta kilitlenmiş minerallerin açığa çıkarılarak, bu minerallerin bitkilere taşınması için yürütülen çalışmalar kapsamında jeotermal biyomineralinden granül üretilerek, Antalya, Konya, Şanlıurfa ve Adana başta olmak üzere birtakım vilayetlerdeki bahçelerde uygulandı.

Batı Akdeniz Ziraî Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünün (BATEM) bahçesinde de avokado ve kimi turunçgil ağaçlarının hem köklerine verilen hem de yapraklarına püskürtülen eserden olumlu sonuçlar elde edildi.

Çalışma, bu yıl 31 ülkeden iştirakle 23’üncüsü düzenlenen Growtech Antalya Tarım Fuarı kapsamında “Bitki Besleme” kolunda 2023 Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Tarım İnovasyon Mükafatı kazandı.

“Bitki gelişimini üst düzeye çıkartıyor”

Minitalya Madencilik, Güç ve Tarım AŞ Yönetim Kurulu Lideri Rauf Canak, AA muhabirine, “Almina” ismini verdikleri eserin, toprak altındaki suyun buharlaşmasını önleyerek suyun tutulmasını sağladığını, besin hususlarıyla saçak kök gelişimini artırarak bitki gelişimini üst düzeye çıkarttığını söyledi.

Ürüne, milletlerarası organik sertifikası verildiğini ve etraf dostu eser olarak tescillendiğini anlatan Canak, geliştirdikleri eserin kimyasal gübrelerin olumsuz çevresel tesirlerini de en aza indirdiğini belirtti.

Üreticilerin talepleri doğrultusunda toprakta ve bitkilerde deneyerek eseri geliştirdiklerini vurgulayan Canak, eserin hem toprakta granül hem de yapraklarda kullanılabildiğini anlattı.

Çok farklı üretim alanlarında denediklerini bildiren Canak, şunları kaydetti:

“Zeytin ağaçlarında uyguladık sapların zeytin adedini sıkı tuttuğunu, eser olgunlaşana kadar kolda kaldığını gördük. Kirazda meyvenin sapını güçlendirdiğini gördük. Kurak bölgelerden Konya Ovasında hoş sonuçlar aldık. Şanlıurfa’da pamuk tarlalarında kullandık. Pamuk lifi ne kadar incelirse o kadar uygun oluyormuş, pamuk ipliğini incelttiğini ve uzunluğunu artırdığını gördük. Tüm bunlar, toprağın özünde olan mineralleri özgürleştirerek, onların kilidini açarak sağlanıyor. Global ısınmanın yaşandığı günümüzde tarıma katkı sunabilmek için yerli imkanlarla toprağın mineral kilidini açan eser geliştirdik. AR-GE sürecinde eserin uygulanmasında TAGEM’in, BATEM’in çok takviyesini gördük. Bu minerali nerelerde uygulayabiliriz diye yola çıkmıştık, BATEM de kendi uygulamalarında kullanıyor. TİGEM ile de çalışmalar yaptık. 20 milyon ton rezerve sahibiz. “