Gülsoy’dan ‘kredi’ açıklaması

Dünya iktisadında değişen istikrarlar, global ticaret savaşlarının tesiriyle yeni bir dönüşüm sürecine girdi. ABD ve Çin ortasındaki ticaret siyasetleri, güç maliyetlerindeki artış ve iklim değişikliği üzere global krizler, ülke iktisadımızı de direkt etkiliyor. Türkiye iktisadı baktığımızda ise global iktisattaki belirsizlikler, dalgalanmalar ve şiddetli ekonomik kurallara karşın ülkemiz büyümesini muhakkak bir çizgide sürdürüyor, üretim kapasitesini artırıyor ve dış pazarlardaki gücünü ihracat artışıyla pekiştiriyor. Kısaca büyüme rakamlarımızdan da bahsedecek olursam; 2024 yılında gerçekleşen yüzde 3.2’lik büyüme, beklentilerle uyumlu halde gerçekleşti” dedi.

“Sanayinin rekabet gücünde yaşadığı zorluk, büyüme sayılarında da net bir halde görülüyor”

Gülsoy, “Genel olarak hizmet kesimi ortalamanın üzerinde büyüme sayılarıyla karşımıza çıkıyor. En güçlü artışlardan biriside inşaat bölümünde %9.3 oranıyla geldiğini görüyoruz. Bilhassa zelzele bölgesindeki inşaat ve altyapı faaliyetlerinin bu yükselişe kıymetli bir katkı sağladığını görmekteyiz. Pandemi sonrası toparlanma sürecinde 2021’de yüzde 11’in üzerinde, 2022 ve 2023’te ise yüzde 5’in üzerinde büyüme kaydetmiştik.

Böylesine sıkı bir para siyasetinin uygulandığı bir devirde, yaşadığımız dezenflasyon sürecine kıyasla elde edilen büyümeyi muvaffakiyet olarak kıymetlendiriyoruz. Fiyat istikrarını sağlamak ve üretim odaklı bir ekonomi siyaseti benimsemek öncelikli amaç olmalıdır. Bu büyümenin kalıcı ve sürdürülebilir hale gelmesi için iktisadın temel dinamiklerini güçlendirecek adımlara muhtaçlık var. Enflasyonla çabada daha aktif ve uzun vadeli siyasetler geliştirilmeli, yatırıma muhtaçlık duyan iş insanları için finansmana erişim kolaylaştırılmalı, döviz kurundaki gidişat öngörülebilir olmalı, en azından enflasyona eş düzeylere çekilmeli ve yatırım ortamının daha cazip hale getirilmesine yönelik de ıslahatlar yapılmalıdır. Zira Türk iş dünyası olarak bir yanda enflasyon, finansmana erişim zorlukları ve artan maliyetler üzere iç ekonomik faktörlerle çaba ederken, öteki yanda global ticaret istikrarları, jeopolitik gelişmeler ve yapay zekanın öncülük ettiği dijital dönüşümle şekillenen rekabet ortamına ahenk sağlamak zorundayız. Gelecek kendi yenilikleriyle birlikte gelecek. Enflasyonun kalıcı düşmesine imkan sağlayacak, uzun vadeli üretim kapasitesini artıracak adımların atılması bu yüzden de çok kıymetli. Para siyaseti bu süreçte kritik bir rol oynamaktadır ve kamu tasarruflarını da kapsayan destekleyici tüm önlemler faal bir halde devreye alınmalıdır” diye konuştu.

“Bankalar ticari kredi faizlerini düşürmek için ne bekliyorlar”