Han Sultan: Altın Orda Operası, Türk Tarihinin Kahraman Kadınını Sahnede Anlatacak

Kazakistan Kültür ve Enformasyon Bakanlığı, Abay Kazak Devlet Akademik Opera ve Balesi ve Memleketler arası Türk Kültür Teşkilatı (TÜRKSOY) işbirliğiyle sahnelenen Han Sultan: Altın Orda Operası, Türk tarihinin önde gelen bayan figürünü, destansı bir anlatılma izleyiciyle buluşturacak.

TÜRKSOY’dan yapılan açıklamaya nazaran, Altın Orda Devletinin bahtını değiştiren, bir annenin zekası, gücü ve iradesiyle tarihe taraf veren kahramanın Han Sultan’ın kıssasını anlatan yapıtı, Cengiz Han’ın Harezm’i fethetmesiyle başlayan ve Altın Orda’nın kuruluşuna kadar uzanan bir seyahati izleyiciye aktarıyor.

Kazakistan Kültür ve Enformasyon Bakanlığı, Abay Kazak Devlet Akademik Opera ve Balesi ve TÜRKSOY işbirliğiyle sahnelenen Han Sultan, 300 kişilik büyük bir takım ile 15-16 Aralık’ta İstanbul Atatürk Kültür Merkezi Türk Telekom Opera Salonunda izleyici karşısına çıkacak.

Almatı Operası’nın usta sanatkarları tarafından hayat verilen epik operada, Cengiz Han, Cuci ve Berke üzere Türk tarihinin tarihi şahsiyetleri izleyiciye anlatılıyor.

173 kostümlü eser

Bestecisi Khamit Shangaliyev, librettosu ise Kazakistan Cumhuriyeti Devlet Sanatkarı Maraltay İbrayev olan yapıtı, İtalyan direktör Davide Livermore sahneye koydu.

İtalyan direktör Livermore, Luciano Pavarotti, Placido Domingo, Jose Carreras ve Mirella Freni önde gelen opera sanatkarları ile dünya sahnelerinde pek çok başarılı imale imza attı.

Eserin sahne tasarımcılığını Eleonora Peronetti, ışık dizayncısı, milletlerarası ünlü direktör Gaetano La Mela, koreografisini ise balet Asem Aldybekova üstlendi.

Kostüm dizaynını Aynur Erimbetova’nın yaptığı “Han Sultan: Altın Orda” operası için toplam 173 kostüm hazırlandı.

“Eser, ortak geçmişimizi onurlandırırken gelecek kuşaklara bir ilham kaynağı olacaktır”

Açıklamada görüşlerine yer verilen operanın fikir sahibi ve Abay Kazak Ulusal Opera ve Bale Tiyatrosu Yöneticisi Aynur Köpbasarova, İstanbul temsili öncesinde, Han Sultan Operası’nın sırf tarihin varlıklı dokusunu değil, birebir vakitte ortak bedelleri kültürü sanat yoluyla geleceğe taşıyan bir köprü niteliği taşıdığını belirtti.

Köpbasarova, “Güçlü bayan figürlerden biri olan Han Sultan’ın özgür ruhunu, liderlik vizyonunu ve diplomatik yeteneklerini sahneye taşırken, birebir vakitte Altın Orda’nın mirasını da canlandırıyoruz. Sanatımızı İstanbul’da, bu büyülü kentte sahnelemek eşsiz bir deneyim olacak. Türkiye’deki sanatseverlere iki özel temsil sunacağız. Herkesi bu büyüleyici seyahate eşlik etmeye davet ediyorum.” sözlerini kullandı.

Han Sultan’ın yalnızca bir bayan değil, tıpkı vakitte halkının geleceğini şekillendiren bir kahraman olduğunu belirten Köpbasarova, “Büyük Bozkır’ın yürekli bayanlarının kıssalarını, onların tarihimize yazdığı izleri, opera üzere görkemli sanat yapıtlarıyla dünyaya tanıtabildiğimiz için ve ülkemizin dışındaki birinci adımı İstanbul’dan attığımız için çok memnunuz. Bu eser, ortak geçmişimizi onurlandırırken gelecek jenerasyonlara bir ilham kaynağı olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

“İstanbulluları da büyüleyeceğine eminim”

TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev de Han Sultan Operası’nın Türk dünyasının ortak tarihine ve kültürel mirasına ışık tutan son derece değerli bir sanat yapıtı olduğunu belirtti. Raev, şunları kaydetti:

“Ortak kültürümüzden beslenen bu opera, Türk halklarının varlıklı geçmişini ve kıymetlerini günümüze taşırken, yalnızca sanatsal bir eser olmanın ötesinde, bizleri sanatla bir ortaya getiren, kültürel bağlarımızı güçlendiren bir köprü fonksiyonu görmektedir. Yapıtın İstanbul’daki prömiyeri son derece manalı bir adım olmuştur. Yapıtın Kazakistan prömiyerine Almatı’da katıldım ve bu olağanüstü yapıtın, İstanbulluları da büyüleyeceğine eminim. Han Sultan Operası’nın yaratıcıları olan Abay Operası idaresini ve tüm sanatkarları özverili çalışmalarından ötürü tebrik ediyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na da yapıtın İstanbul prömiyerini mümkün kıldıkları için özel teşekkürlerimi sunuyorum.”

TÜRKSOY olarak, ortak kültürden ilham alan bu çeşit yapıtların tüm üye ülkelerde daha fazla sahneye konmasını sağlamak için çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Raev, bu tıp üretimlerin artarak çoğalmasının Türk dünyasının sanatsal gücünün dünyaya tanıtılması bakımından taşıdığı değeri vurguladı.