Milli İstihbarat Akademisi’nden Rusya’nın Uluslararası Statü Arayışı Raporu

Milli İstihbarat Akademisi, Rusya’nın Ukrayna Savaşı, Batı yaptırımları ve enformasyon savaşlarına yönelik yansılarını değerlendirdiği “Dönüşen Çok Kutuplu Sistemde Rusya’nın Statü Arayışı” başlıklı bir rapor yayımladı. Raporda, Rusya’nın askeri, ekonomik ve sosyokültürel alanlardaki atılımları tahlil edilerek, global dengelerdeki değişimin Türkiye açısından doğurduğu fırsat ve riskler değerlendirildi.

Milli İstihbarat Akademisi, Dönüşen Çok Kutuplu Sistemde Rusya’nın Statü Arayışı başlıklı raporunu yayımladığını duyurdu. Ulusal İstihbarat Akademisi tarafından yayınlanan rapor, Rusya’nın bu stratejilerinin değerli sınırlamalarla karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor.

Raporda, bilhassa Avrupa’nın Rus güç kaynaklarına bağımlılığını azaltması, Moskova’yı Asya pazarlarına yönelmeye zorladığı aktarılırken Çin’e artan ekonomik bağımlılık ise Rusya’nın uzun vadeli stratejik özerkliğini tehdit edebileceğinden bahsediliyor. Ayrıyeten, Batı ile yürüttüğü hibrit savaş formülleri ve medya stratejileri, Rusya’nın global telaffuz üzerindeki tesirini artırma eforlarını desteklese de Batı’nın karşı atılımlarıyla kısıtlandığı belirtiliyor.

Ayrıca raporda, ABD’nin global hegemonya kaybı ve Çin’in yükselişi, çok kutuplu bir dünya nizamının temellerini güçlendirirken, Rusya’nın milletlerarası sistemdeki pozisyonunu sağlamlaştırma eforları da sürat kazandığı bildiriliyor. Ukrayna savaşı sonrası Batı ile alakaları kopma noktasına gelen Moskova, BRICS üzere platformlar üzerinden yeni ittifaklar kurarak Çin, Hindistan ve Global Güney ülkeleriyle bağlarını güçlendirmeye çalıştığı ortaya koyuluyor.

Türkiye’nin istikrar siyaseti kritik

Raporda, Türkiye’nin Rusya ile olan ilgilerinin çok istikametli ve hassas istikrarlar içerdiği vurgulandı. NATO üyesi olan Türkiye, Batı ile ittifak bağlarını sürdürürken, güç ve ticaret alanlarında Rusya ile iş birliğini muhafaza eforu içinde olduğun bildirildi. Ankara’nın Ukrayna’ya verdiği takviye, Rusya tarafından eleştirilse de iki ülke ortasındaki ekonomik ve güç iş birlikleri devam ettiği bahsedilen raporda bilhassa ABD’de Donald Trump’ın yine lider olması durumunda, Washington’un global stratejisinde kıymetli değişiklikler yaşanabileceği belirtildi. Trump’ın klasik müttefiklere yönelik tenkitleri ve NATO’ya yönelik sorgulamaları, Rusya’nın Batı içindeki ayrışmalardan faydalanma stratejisini güçlendirebileceği tabir edildi. Türkiye’nin bu süreçte nasıl bir istikrar siyaseti izleyeceği ise bölgesel ve global gelişmeler açısından kritik bir rol oynayacağına dikkat çekildi.

Rusya’nın milletlerarası statü arayışı

Raporda, Rusya’nın memleketler arası tertipte güçlü bir statü elde etme emelinin yalnızca askeri ve ekonomik boyutlarla sonlu kalmadığı, tıpkı vakitte kültürel diplomasi ve yumuşak güç araçlarının kullanıldığı söz edildi. Ayrıyeten, Batı’nın hegemonyasına karşı alternatif bir anlatı oluşturma uğraşlarının, medya ve dezenformasyon stratejileriyle desteklendiği vurgulandı. Rusya’nın bölgesel stratejilerinde ve güç siyasetlerinde da bu statü arayışının somut göstergelerinin bulunduğu belirtildi.

Ekonomik bağlantılarda bağımlılık ve zorluklar

Raporda Rusya’nın Batı’dan aldığı ekonomik yaptırımların ve askeri engellemelerin, global ticaret ve ekonomik esneklik üzerinde büyük bir tesir oluşturduğu tabir edildi. Bilhassa, Rusya’nın Avrupa’ya olan güç ihracatındaki azalmaların, Çin’e yönelme uğraşlarını hızlandırdığı ve bu durumun Rusya’nın ekonomik bağımsızlığına dair değerli zorluklar oluşturduğu vurgulandı. Türkiye’nin ise bu değişimden faydalanarak güç işbirliklerini geliştirdiği ve ticaret alanında fırsatlar oluşturduğu belirtildi.

Türkiye’nin gelecekteki stratejik adımları

Türkiye’nin çok kutuplu dünya nizamına ahenk sağlama sürecinde dikkatli ve stratejik adımlar atmakta olduğuna dikkat çekildi. Türkiye’nin Batı ve Rusya ile olan ilgilerindeki dengeyi sürdürme gayretlerinin, bölgesel güvenlik ve ekonomik işbirliklerinin yanı sıra global seviyedeki statüsünü pekiştirebilme açısından büyük kıymet taşıdığı belirtildi. Ayrıyeten, Türkiye’nin çok istikametli diplomasi maharetlerinin ve stratejik esnekliğinin, bölgesel liderliğini pekiştirebileceği ve memleketler arası alandaki tesirini artırabileceği vurgulandı. – ANKARA