Milli Savunma Bakanı Güler, Kıbrıs’ın Meşru Çıkarlarını Destekledi

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Kıbrıs‘ın legal çıkarlarını her şartta desteklediklerini belirterek, “Üçüncü tarafların bölgedeki teşebbüslerini de yakından takip ediyor, buna yönelik kendi inisiyatiflerimizin ebediyen hazır olduğunu belirtmekte fayda görüyorum.” dedi.

Milli Savunma Bakanı Güler ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın iştirakiyle Gaziler Günü kapsamında Ulusal Savunma Bakanlığı’nda merasim düzenlendi.

Atatürk’ü hürmet ve minnetle yad eden, gazilere hürmet ve şükranlarını sunan Güler, Türk milletinin en büyük karakter özelliğinin, bağımsızlığına ve kutsal bedellerine olan tutkusuyla vatan ve millet aşkı olduğunu tabir etti.

Türk milletinin, esaslı tarihi boyunca ulusal ve manevi pahalarını korumak için “Ölürsem şehit, kalırsam gazi” düsturunu benimsediğini anımsatan Güler, Türk ordusunun en büyük ilham ve motivasyon kaynağının, bu anlayışla büyük bir kahramanlık ve fedakarlık sergileyen şehit ve gaziler olduğunu kaydetti.

“Bu topraklarda sonsuza dek yaşayacağımızın teminatı şehit ve gazilerimiz”

Şehit ve gazilere hep minnettar olduklarını belirten Güler, “Bin yıldır bizlere vatan olan bu kutsal topraklarda sonsuza dek yaşayacağımızın en büyük teminatı elbet ki şehitlerimiz ve siz gazilerimizsiniz.” dedi.

Güler, gazi yakınlarının metanet ve vakur duruşunun, Türk milletinin sarsılmaz gücünün en hoş örneği olduğunu söz ederek, gazi yakınlarının haklarını hiçbir vakit ödeyemeyeceklerini söyledi.

Törende, Azerbaycan’dan gelen gaziler ve ailelerinin de bulunduğunu belirten Güler, kahraman gaziler ve Azerbaycan ordusunun yiğit askerlerinin, büyük bir azim, inanç ve hamasetle varını ağırı ortaya koyarak sinesinde kanayan bir yara olan Karabağ’ı özgürlüğüne kavuşturduğunu anımsattı.

Güler, milletlerarası güç istikrarlarının tekrar şekillendirilmeye çalışıldığı, nüfuz gayretlerinin ve jeopolitik gerginliklerin arttığı hassas bir periyottan geçildiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

“Jeostratejik kıymeti yüksek ülkemiz, etrafının ateşten bir çember olduğu bu süreçte, artan risk ve tehditlere karşı çok istikametli ve aktif bir savunma ve güvenlik siyaseti takip etmektedir. Bu kapsamda, ülkemizin ve asil milletimizin bekasını en güçlü halde savunurken, pek çok bölgesel ve global sıkıntının tahliline yönelik sergilediğimiz yapan ve güçlü duruşla da müzakere masalarının ve memleketler arası güvenlik mimarisinin vazgeçilmez bir üyesi haline gelmiş durumdayız. Her geçen gün büyüyen ve güçlenen ülkemizin ulaştığı bu seviyeyi korumak, asil milletimizin huzur ve güvenliğini sağlamak için kahraman ordumuzun da ebediyen güçlü ve aktif olması gerekmektedir. Bu şuurla Türk Silahlı Kuvvetlerimizin üstün niteliklerini artırmak için var gücümüzle çalışmalarımıza devam ediyoruz.”

Operasyonlarla terör örgütlerine büyük darbeler vurduklarını kaydeden Güler, “Şehit ve gazilerimizin kahramanlığıyla ortaya konulan bu gayret olmasaydı terör örgütlerinin ülkemize ve milletimize yönelik akınları, daha evvelce olduğu üzere devam edecek ve mevcut istikrar ortamı sağlanamayacaktı. Kimsenin kuşkusu olmasın ki huzur ve güvenliğimiz için terörle gayretimiz azim ve kararlılıkla devam edecektir.” dedi.

“Çözümsüzlüğe hizmet eden beyhude gayretler, Ada’daki güvenlik ortamına ziyan veriyor”

Güler, “mavi vatan” ve “gök vatan”daki hak ve menfaatlerin de odunsuz korunduğunu vurgulayarak, “Bu çerçevede ulusal sorunumuz olan Kıbrıs‘ta da Garanti ve İttifak Antlaşmaları kapsamında bulunuyor, Kıbrıslı kardeşlerimizin legal çıkarlarını her şartta destekliyoruz. Bu ortada vurgulamak gerekir ki provokatif aksiyon ve telaffuzlarla daima gerginlik çıkaranların bu tavrı, kimseye fayda sağlamayacaktır. Çözümsüzlüğe hizmet eden bu beyhude eforlar, Ada’da sağlanan güvenlik ortamına da ziyan vermektedir. Üçüncü tarafların bölgedeki teşebbüslerini de yakından takip ediyor, buna yönelik kendi inisiyatiflerimizin hep hazır olduğunu belirtmekte fayda görüyorum. Bir kere daha tabir etmek isterim ki bugüne kadar olduğu üzere bundan sonra da güvenlik, barış ve istikrar için Ada’da bulunmaya ve kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yasal çıkarlarını her şartta desteklemeye devam edecek, Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi de faal ve kararlı bir biçimde sürdüreceğiz.” sözlerini kullandı.

Türkiye’nin dünyadaki aktifliğini sürdürmek ve bin yıldır var olduğu coğrafyadaki varlığını devam ettirmek için ordunun faal ve güçlü olması gerektiğini söyleyen Güler, bunun da lakin yerli, ulusal ve bağımsız bir savunma endüstrisiyle mümkün olduğunu bildirdi.

Güler, savunma endüstrisinin, teknolojik gelişmelerin en süratli yaşandığı alanlardan biri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Kahraman çalışanımızın en az riskle ve en yüksek motivasyonla vazife yapması, temel amacımızdır. Bu nedenle harp silah, araç ve gereçlerindeki teknolojik yenilikleri vakit kaybetmeksizin Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına sunuyoruz. Yerli ve ulusal savunma endüstrisi eseri silah sistemlerimizi geliştirmek, ordumuzun faal, caydırıcı ve saygın niteliklerini artırmak için uğraş gösteriyoruz. Bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkan silah ve sistemlerimiz, operasyon alanlarında etkinliklerini kanıtlamış ve çalışanımızın harekat bölgesindeki gücünü artırırken, güvenlik riskini de minimum düzeye indirmiştir. Ülkemiz artık, ürettiği, tasarladığı ve ihraç ettiği yerli ve ulusal savunma sanayi eserleri ve bu alanda sahip olduğu imkan ve kabiliyetleriyle dünyada isminden her geçen gün daha fazla kelam ettirmektedir.”

“Kahraman gazileri onurlandırmak için toplandık”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise Ulusal Savunma Bakanlığının konut sahipliğinde düzenlenen Gaziler Günü programı vesilesiyle gazilerle bir ortada bulunmaktan gurur duyduğunu tabir etti.

Vatanın bağımsızlığı ve milletin huzuru için canını ortaya koyan kahraman gazileri onurlandırmak için toplandıklarını belirten Göktaş, gazilerin Gaziler Günü’nü kutladı.

Hafızalara kazınması gerektiğine inandığı iki gazinin kıssasını anlatan Göktaş, şu sözleri kullandı:

“Bu gazilerimizden birincisi Ali Aya. Çanakkale gazisi. Bir sabah kendisiyle bir arada 300 kişinin çıktığı köyüne bir tek o geri döndü. Çanakkale Harbini, tarihin akışını değiştiren, destansı bir uğraşa, bir milletin varoluş uğraşına dönüştüren, işte bu fedakarlıktı. Öbür gazimiz ise Iğdırlı Hasan Onbaşı. Birinci Dünya Savaşı’nda işgal edilen Kudüs’te, ‘İlk kıblemizdir, Yavuz Sultan Selim Han’ın emanetidir’ diyerek yarım asrı aşkın bir mühlet Mescid-i Aksa’yı bekleyen son Osmanlı askeriydi. Bugün Türkiye’yi, Filistin davasının en güçlü savunucusu yapan Mescid-i Aksa’yı bir emanet bilip can değerine tutulan işte bu nöbetti. Bu manada gazilerimiz, özgürlük çabamızın yaşayan abideleridir. Her biri, gözünü kırpmadan vatanımızı, bayrağımızı, bizi biz yapan kıymetlerimizi savunan kahramanlardır. Siz değerli gazilerimizin hamaseti ve fedakarlığı, birliğimizin ve beraberliğimizin teminatıdır. Vatan sevgisini yaşatmanın, evlatlarımıza anlatmanın en güçlü tabiridir.”

Gaziler sayesinde ulu Türk bayrağının ebediyen dalgalanacağını, gelecek jenerasyonların huzur ve inanç içinde yaşayacağını kaydeden Göktaş, gazilerin kahramanlıklarını, bıraktığı mirası jenerasyondan jenerasyona aktaracaklarını ve asla unutmayacaklarını bildirdi.

Törene, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, kuvvet kumandanları ile Ulusal Savunma Bakan Yardımcıları da katıldı.

Törende, Mardin’in Nusaybin ilçesinde 2016’da gerçekleştirilen Atmaca-7 müşterek özel birlik operasyonunda gazi olan İkmal Üsteğmen Umut Şimşek de konuştu.

Programda, Armoni Mızıkası ve Mehteran Birliği tarafından konser verildi.