Otizmli Çocukların Hastane Deneyimleri İçin TÜBİTAK Desteği

Karabük Üniversitesi Safranbolu Şefik Yılmaz Dizdar Meslek Yüksekokulu Çocuk Bakımı ve Gençlik Hizmetleri Kısmı Öğr. Gör. Tuğçe Kolukısa, “Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Çocuğa Sahip Annelerin Çocuklarıyla İlgili Hastane Tecrübeleri, Hemşirelerden Beklentileri ve Farklılıklara Hassas Hastane Ortamı Hakkındaki Görüşleri: Niteliksel Bir Çalışma” başlıklı projesi, TÜBİTAK 1002-A Süratli Takviye Modülü Programı çerçevesinde takviye almaya hak kazandı.

Projenin temel maksadı, otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan çocuğa sahip annelerin hastane tecrübelerini anlamak, hemşirelerden beklentilerini ortaya koymak ve bu doğrultuda farklılıklara hassas hastane ortamı tasarımı için teklifler geliştirmek.

Çalışma, otizmli çocukların ve ailelerinin sıhhat hizmetlerinde yaşadığı zorluklara ışık tutmayı ve bu bahiste hem sıhhat çalışanları hem de hastane idareleri için yol gösterici olmayı hedefliyor.

Karabük Üniversitesi Safranbolu Şefik Yılmaz Dizdar Meslek Yüksekokulu Çocuk Bakımı ve Gençlik Hizmetleri Kısmı Öğr. Gör. Tuğçe Kolukısa, “Danışmanım Prof. Dr. Nursan Çınar ile birlikte yürüttüğümüz ‘Otizm Spektrumu Bozukluğu Olan Çocuğa Sahip Annelerin Çocuklarıyla İlgili Hastane Tecrübeleri, Hemşirelerden Beklentileri ve Farklılıklara Hassas Hastane Ortamı Hakkındaki Görüşleri’ başlıklı doktora tez projemiz, 1002-A Süratli Dayanak Modülü kapsamında TÜBİTAK tarafından desteklenmeye hak kazandı. Temel emelimiz, otizm spektrum bozukluğu olan çocuğa sahip annelerin çocuklarıyla ilgili tecrübelerini ve hemşirelerden beklentilerini belirlemek ve farklılıklara hassas hastane ortamı hakkındaki görüşlerini almak” dedi.

Otizmli çocukların sıhhat hizmetlerinden faydalanma oranlarının yüksek olduğunu, fakat hastanelerin ekseriyetle aydınlık, gürültülü ve ağır ortamlarının bu çocuklar için duyusal bir yük oluşturduğunu tabir eden Kolukısa, “Otizm Spektrumu Bozukluğu olan çocuklarımızın sıhhat hizmetlerini kullanma ihtimalleri, Otizm Spektrumu Bozukluğu olmayan çocuklara nazaran daha yüksek orandadır. Hastanelerin genel itibariyle aydınlık ve gürültülü olması, tanınmayan birçok kişinin varlığı, insanların süratli hareket etmesi ve uzun bekleme müddetleri düşünüldüğünde, Otizm Spektrumu Bozukluğu olan çocuklarımız için çok duyusal bir yük oluşturuyor. Otizm Spektrumu Bozukluğu olan çocukların yaygınlığındaki artış ve yüksek tıbbi komorbidite oranlarını da baz aldığımızda, onların tıbbi gereksinimlerini karşılamak giderek daha kıymetli hale gelmiş durumda” diye konuştu.

“Proje çerçevesinde yapılan çalışmalar, hemşirelerin hasta kabul sürecinde çocuklar hakkında bilgi toplama ve direkt bakım sağlama noktasında kilit bir rol oynadığını ortaya koyuyor” diyen Kolukısa, “Otizm Spektrumu Bozukluğu olan çocuklarla ilgili bilgi sağlama noktasında eşsiz bir pozisyonda olan annelerle yaptığımız nitel görüşmeler sonucunda, onların çocuklarımızın daha kaliteli ve konforlu sıhhat bakım hizmeti almalarına katkı sunacağını düşünmekteyiz. Hemşireler, hasta alımı sürecinde çocuk hakkında bilgi toplayan ve en çok direkt hastanelerde hastalarla vakit geçiren kilit sıhhat hizmeti uygulayıcılarıdır. Hemşireler, Otizm Spektrumu Bozukluğu olan çocuklara sağladıkları bakımda, öncesinde kendilerinden beklentiler noktasında bilgi sahibi oldukları takdirde daha düzgün bir bakım sunma fırsatına sahip olabileceklerdir. Otizm Spektrumu Bozukluğu olan çocukların hastane ortamında sıhhat hizmeti alırken yaşadıkları zorluklara düşündüğümüzde bu proje, hem ülkemizde hem de dünyada otizmli çocukların daha kaliteli ve konforlu sıhhat hizmeti almalarına katkı sunacağını düşünmekteyiz” sözlerini kullandı. – KARABÜK