SDG’nin Suriye yönetimine entegrasyonu, DEM Parti ve AKP tarafından nasıl karşılandı?

Ankara, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) ülke idaresine entegre olma kararına olumlu yaklaşmakla birlikte, temkinli tutumunu sürdürüyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın bu hususta önümüzdeki günlerde kapsamlı bir açıklama yapması bekleniyor.

Dem Parti ise Suriye’de Kürtlere anayasal teminat içeren muahedeyi, Kürtler açısından “son 100 yılın en kıymetli kazanımı” olarak nitelendiriyo

Dem Parti‘deki beklenti bu anlaşmanın, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin silah bırakma daveti ile başlayan yeni sürece de olumlu yansıyacağı istikametinde.

Bahçeli’nin ön aldığı sürece şimdiye kadar uzaklıklı durduğu yorumları yapılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, küme toplantısı sonrasında İmralı heyetiyle görüşebileceğini açıklaması da bu olumlu gelişmelerin yansıması olarak görülüyor.

Suriye geçici yönetimi lideri Ahmet eş-Şera ile SDG önderi Mazlum Abdi tarafından imzalanan ve SDG’nin Suriye idaresine entegrasyonunu içeren mutabakat, Türkiye tarafında da dikkatle izleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muahedenin imzalanmasından bir gün sonra “Suriye’nin terörden arındırılmasına yönelik her türlü çabayı, hakikat tarafta atılmış bir adım olarak görüyoruz” açıklaması yaptı.

Erdoğan sekiz unsurluk mutabakatın eksiksiz uygulanması halinde kazananın Suriye olacağına vurgu yaptı.

Gözler bugün AKP kümesinde konuşacak olan Erdoğan’daydı. Lakin Erdoğan bu mevzuya girmedi.

Fidan: Önümüzdeki günlerde kapsamlı açıklama yapılacak

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, grup toplantısında gazetecilerin SDG ile Suriye idaresinin mutabakatına ait sorusu üzerine önümüzdeki günlerde bu bahisle ilgili ayrıntılı açıklama yapılacağını söylemekle yetindi.

Dem Parti : Türkiye’nin Suriye’de kalmasının gerekçesi kalmadı

Dem Parti idaresi ise muahedeyi, Kürtlerin son yıllardaki en büyük kazanımı olarak görüyor.

Anlaşmanın Türkiye’nin güvenlik tasalarını da ortadan kaldıracağını savunan DEM Parti yöneticileri, “Türkiye’nin artık YPG, PYD bizim için tehdit oluşturuyor, münasebeti kalmadı.

Bundan sonra güvenlik tehdidi gördüğü hususlarda muhatabı Suriye idaresi olacak. O nedenle Türkiye’nin Suriye’de askeri operasyon yaptığı bölgelerde bulunma münasebeti de kalmayacak” değerlendirmesi yapıyor.

‘Türkiye’nin kendi sürecini çok rahatlatacak’

Anlaşmanın Kürtlere anayasal garanti içermesi ve devlet kurumlarındaki temsiliyet içeren kararlarının kıymetine dikkat çeken DEM Partililer, Kürtlerin statüsünün ne olacağının ise önümüzdeki süreçteki yeni anayasa ve Suriye idaresinin belirleyeceğine işaret ediyorlar.

Ancak bu muahedenin, Türkiye’ye de olumlu yansıyacağı ifade ediliyor.

DEM Parti kurmayları “Suriye’de varılan mutabakat bizim de talep ettiğimiz bir şeydi. Güvenlik korkusu taşıyan Türkiye açısından da kıymetli bir eşik aşılmış görünüyor. Bu Türkiye’yi de Türkiye’nin kendi başlattığı süreci de rahatlatır, Kürt probleminin demokratik tahliline ait adım atmayı daha da kolaylaştırır” yorumunu yapıyorlar.

DEM Parti’de MHP lideri Bahçeli’nin 1 Ekim’de başlattığı yeni sürecin, Suriye’deki gelişmelerden bağımsız olmadığı söz ediliyor.

Türkiye’nin Suriye’de bir rejim değişikliğini öngörerek adımlarını attığını ve “silah atılmadan” idare değişiminde etkin rol aldığını belirten DEM Parti kurmayları, MHP önderi Devlet Bahçeli’nin de bu öngörü doğrultusunda ön alarak Türkiye’de yeni bir süreç başlatmış olabileceğine işaret ediyorlar.

DEM Parti’de SDG ile Suriye idaresi ortasında yapılan muahedenin mümkün sonuçlarına ait şu değerlendirmeler yapılıyor: